Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Idioms | ||
Idioms | olduğu an | minute happens expr. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | isa'nın her an her yerde var olduğu inancı | ubiquitism n. |
General | … olduğu an | soon at adv. |
Colloquial | ||
Colloquial | bir şey olduğu an | minute something happens expr. |
Idioms | ||
Idioms | ölümün an meselesi olduğu iç karartıcı yer | valley of death n. |
Idioms | ölümün an meselesi olduğu iç karartıcı yer | valley of the shadow of death n. |
Idioms | zor/stresli bir şeyin yapılmak zorunda olduğu an/saat/gün | the evil moment/hour/day v. |
Idioms | yapmaktan kaçınılan şeyin yapılmak zorunda olduğu an/saat/gün | the evil moment/hour/day v. |
Idioms | sürekli ertelenen şeyin yapılmak zorunda olduğu an/saat/gün | the evil moment/hour/day v. |
Astronomy | ||
Astronomy | parlaklığı zaman içinde değişen yıldızın en parlak olduğu an | maximum n. |
Religious | ||
Religious | isa'nın her an her yerde var olduğu inancı ile ilgili | ubiquitarian adj. |
Religious | isa'nın her an her yerde var olduğu inancında | ubiquitarian adj. |
Sport | ||
Sport | silahların temasta olduğu an | engagement n. |